Savaşlar yıkım getirir.

Bunu biliyoruz tamam da “Savaşlar neyi yapar?” demeyin.

İzninizle anlatmaya çalışacağım.

Dünyanın canlı canlı izlediği, soykırımın en acımasızının yapıldığı Gazze Savaşı başlayalı bugün tam 222 gün oldu.

Bunun adına savaş denir mi bilemem ancak, bir tarafta bu çağın en gelişmiş yakma, yıkma ve yok etme silahlarını kullanan, teknolojinin en son cihazları ile donanmış korkak ve katiller sürüsü; diğer tarafta bir avuç insan, kendi ürettikleri silahlarla karşı koymaya çalışıyor.

Keşke bu kadar olsaydı.

Emin olun bu kadar olsaydı şimdiye kadar Siyonistlerin tamamı yok edilirdi ve bütün insanlık rahat bir nefes alırdı.

Gelin görün ki, gezegenin en güçlü ordu ve silahlarına sahip olan Amerika o Siyonist katil sürüleri, daha fazla çocuk, kadın ve yaşlı insan öldürsün diye onlara bekçilik yapıyor Akdeniz’de.

Bu kadar haksız, insafsız, adaletsiz ve güçlünün güçsüzü ezdiği bir başka savaş var mıdır, doğrusu ben, bilemiyorum.

Kendi bağlılarının dışında herkesi öldürmeyi emreden, uydurulmuş ve safsatalarla dolu bir inancın dışında başka bir inanç böylesine hunhar, zalim, acımasız ve hayvandan daha aşağı olabilir mi, doğrusu bunu da bilemiyorum.

Gazze savaşıyla birlikte Siyonistlerin her türlü işkence, zulüm ve katliamı yapabileceğini tüm dünya ile öğrenmiş olduk.

Savaşlar elbette yıkıcıdır.

Savaşlar elbette acımasızdır.

Savaşlar elbette insafsızdır.

Fakat açlık ve susuzluktan kırılan çoluk çocuğa yiyecek ve su taşıyan bir aracın lastiklerini patlatıp, aracın içindeki yiyecek ve içecekleri yere atıp çiğneyen bir sivil halk asla hayal edemezdim.

Siyonizm bize bunu da gösterdi.

Aslında biz elbette şunu biliyoruz: Tüm savaşlar insanlık için yıkım getirir.

Ne var ki bu savaşla birlikte yıkımların yanında, aramızda yaşayan, böcek cinsinden tatlı su yaratıklarını da fark ettik.

Sadece Türkiye’de değil.

Müslümanların yaşadığı birçok ülkede bu mahluklardan çok sayıda olduğunu anlamak bir bakıma geleceğimiz açısından faydalı olmuştur.

Bu savaş hiçbir utanma duygusu kalmamış, hiçbir vicdan kırıntısı taşımayan bu zavallıları açığa çıkardı.

Geçenlerde Mısır medyasının tanınmış bir vicdansızı da böylece açığa çıktı.

Vatan topraklarını ve namuslarını korumak için canlarını feda eden HAMAS’ı yerden yere vururken, yaklaşık 80 yıldır Filistin topraklarını adım adım işgal eden, insanların evlerini başlarına yıkan Siyonistler hakkında tek kelime etmedi.
 

Savaşların iyi taraflarından birinin de bu ayıklama olduğunu düşünenlerdenim.

Aynı şey Bosna’da da olmuştu.

Bırakalım vatan ve diğer kutsalları, insanlıktan bile nasibini almamış, güya kültürlü olan bu iğrenç zümre için merhum Aliya İzzetbegoviç şöyle demişti: “Onlar savaş esnasında, ‘Ben savaşın tarafsızıyım, bütün bunların üzerindeyim’, diyorlar.

Elbette o zavallılar bütün bunların üzerinde ve dışında her zaman tarafsızdırlar (!). Hatta onlar 27 binden fazla çocuğun bıçakla boğazlanarak katledildiği, kadınların tecavüze uğradığı vahşi savaşta da tarafsızdırlar (!).

Hiçbir insanın böyle bir felaket durum karşısında tarafsız olma hakkından bahsetmesi mümkün müdür?

Vakit mücadele vaktidir, tarafsızlık ve pasif kalma zamanı değildir.

Hayır ve şer, daha önce hiç olmadığı kadar böylesine açık çarpışmamıştı. Hatta kör bir insan bile burada hayır ve şerri ayırt edebilir.

O kültürlü tarafsızlara gelince… Onlara utanç yakışır ancak.”
 

Evet o utanmazlar dışında herkes ayırt edebilir.

Gözleri kör ama feraset sahibi.

Gözleri kör ama hakikate yüreği açık.

Gözleri kör ama vicdanı gerçekleri görüyor.

Gözleri kör, kulakları sağır ama kalbi nasır tutmamış olan bütün insanlar bugün iyilik ve kötülüğün savaştığı Gazze’de olanları görüyor, anlıyor ve hissediyor.

Başta Amerikan üniversitelerinde okuyan genç insanlar, onları yöneten rektör, dekan ve öğretim üyeleri olmak üzere her türlü işkenceye rağmen bu küresel vahşetin karşısına dikiliyorlar.

Bir önceki gün Hollanda’da üniversite öğrencilerinin polis tarafından nasıl coplandıklarını, yerlerde sürüklendiklerini hepimiz gördük.

Biliyoruz savaşlar yıkım getirir fakat Yahudiler bile Siyonistlerin insanlık dışı uygulamalarına karşı çıkarken, İslam Dünyası içinde okumuş-yazmış olan bu yüzü kara yaratıklar hala HAMAS’ı suçluyorlar.

Ancak, bu savaşın iyi taraflarından biri de şu ki, aramızdaki nesebi gayri sahih olanlar da böylece açığa çıkmış oluyor.

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam  

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : [email protected]

Web Sitesi : fermankaracam.com